Özellikle Hormon Replasman Tedavisi (HRT)’nde kullanılan “Majistral Transdermal Tedavi” Galenik Ecza güvencesiyle tıp biliminin hizmetindedir.

 

 

PENTRAVAN: 
Lipozom Teknolojisi ile hazırlanmış, su içinde yağ emülsiyonu formunda transdermal krem bazıdır.


Detaylı bilgi için tıklayınız





BiyoÖzdeş Hormon Replasman Tedavisi Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar


  1.YANLIŞ: Doğal hormonlar, kaynaktan elde edildiği gibi kullanılır.


DOĞRUSU:
Hayvan, bitki veya mineral kaynağı olan herhangi bir ürün teknik olarak doğal kaynaklı kabul edilir. Maddenin öğütülmesi ya da laboratuvarda ekstre edilmesi, bir ilaç şirketi tarafından üretilmiş ve sadece reçeteyle temin edilebilmesi önemli değildir. Bitkiler, estradiol, testosteron veya progesteron gibi insan hormonları üretmezler. İnsan hastalara verilen östradiol ve diğer hormonlar, bitki öncülerinden sentezlenir. Öncü kimyasal bitkisel kaynaklı olsa da elde edilen madde başlangıçtan farklıdır.

  1. YANLIŞ: Biyo-özdeş hormon, doğal hormon demektir.

DOĞRUSU: “Biyo-özdeş Hormon Terapisi” sıklıkla “Doğal Hormon Terapisi” olarak adlandırılsa da her doğal kaynaklı hormon biyo-benzer değildir! Çünkü bir hormonun doğal kaynaklı olması, insan vücudunda üretilen hormonal birebir aynı yapıda olduğu anlamına gelmemektedir.

The Endocrine Society, biyo-benzer (özdeş) hormonları "insan vücudunda üretilen hormonlarla tamamen aynı kimyasal ve moleküler yapıya sahip bileşikler" olarak tanımlamıştır. Bu geniş tanım, ürünlerin üretimine, kaynağına veya teslimat yöntemlerine değinmez ve bu nedenle, FDA onaylı olmayan özel majistral ürünler ile FDA onaylı formülasyonları içerebilir.

  1. YANLIŞ: Doğal hormonlar güvenlidir.

DOĞRUSU: Doğal hormonların, sentetik hormonlardan daha güvenli olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur. Kaynağı ne olursa olsun bütün hormonlar, hormonal sisteme etki ettiği için doktor gözetiminde ve dikkatli kullanılmalıdır. Çeşitli hormonların etkileri, riskleri ve faydalarındaki farklılıklar, uygulama yöntemi, emilim, biyoyararlanım, metabolizma, reseptör afinitesi, reseptör özgüllüğü ve moleküler yapı dahil olmak üzere çok sayıda faktöre bağlıdır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yaptığı ve National Institutes of Health (NIH)’in yayımladığı bir çalışmada 50-79 yaş arası uterusu olan 16.608 sağlıklı postmenopozal kadın, test veya plasebo grubuna randomize edilmiştir. Test grubuna attan elde edilen östrojen ve sentetik progestin içeren bir kombinasyon verilmiş, kontrol grubuna ise herhangi bir ilaç verilmemiştir. Buna göre test grubunda çeşitli oranlarda invazif meme kanserinde, koroner arter hastalığı, miyokardiyal enfarktüs, kan pıhtılaşması ve kolorektal kanser riskinde artış tespit edilmiştir. Çoğu yan etki sentetik progestine atfedilse de bu çalışma hormonların doğal ya da sentetik olmalarına bakılmaksızın dikkatli kullanılması gerektiğini göstermektedir.

  1. YANLIŞ: Hormonun doğal olması, biyo-özdeş olmasından daha önemlidir.

DOĞRUSU: Yukarıda da belirtildiği üzere biyo-özdeş Endocrine Society’nin yaptığı tanımlamaya göre biyo-özdeş hormonun kaynağı belirtilmemiştir. Biyo-özdeş hormonlarla yapılan çalışmalar, hormonun kaynağından ziyade etkinliğine odaklanmaktadır. Örneğin söz konusu klinik çalışmalar, biyo-özdeş progesteronun, birçok sentetik progestin gibi kan lipidleri veya damar sistemi üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olmadığını ve meme kanseri insidansı açısından daha az risk taşıyabileceğini öne sürmektedir. Hem biyo-benzer östrojen hem de progesteron çalışmaları, biyo-benzer olmayan preparatlara kıyasla kan pıhtılaşması riskinin azaldığını göstermektedir. Biyo-özdeş hormon tedavisinin kullanımı iyi tolere edilir, semptomların giderilmesini sağlar ve menopoz ve perimenopozal kadınların bireysel tercihlerinin yanı sıra sağlık ihtiyaçlarının çoğunu da ele alabilir. Burada önemli olan hormonun kaynağı değil, biyo-özdeş olup olmamasıdır.

  1. YANLIŞ: Hormonlar topikal uygulandığında deriden tamamen kan dolaşımına geçer.

DOĞRUSU: Diğer tüm etkin maddelerde olduğu gibi hormonların da deriden penetrasyonu hormonun yapısına, hazırlanan formülasyona ve derinin yapısına bağlıdır. Bazı etkin maddeler deriye yüksek oranda penetre olabilse de permeasyon oranları düşük olabilir, yani ciltten yüksek oranda emilse de etkin madde kan dolaşımına ulaşamadan derinin katmanları arasında kalabilir. Söz konusu transdermal hormon replasman tedavisi (t-HRT) olduğunda istenilen etki sistemik olduğu için önemli olan, uygulanan ilacın yüzde kaç oranda kan dolaşımına geçtiğini bilmektir. Bu nedenle t-HRT’de uygulanan ilacın klinik çalışmalarının yapılmış olması ve bunun sonucunda hangi hormonun hangi taşıyıcıyla hazırlandığında kan dolaşımına ne kadar geçeceğinin bilinmesi gerekir.

Özellikle transdermal uygulamalarda sistemik dolaşıma etkin maddenin geçişini arttırmak için özel taşıyıcı sistemler kullanılabilir. Bunlardan en bilineni lipozomal sistemlerdir. Fosfolipid yapıları, toksik olmamaları ve farklı bileşikleri (hidrofilik, lipofilik ve amfifilik) kapsülleme yetenekleri, lipozomları daha iyi cilt ilacı dağıtımı için umut verici bir seçenek haline getirir. Lipozomlar tarafından enkapsüle edilen maddeler, geleneksel formülasyonlara göre çok daha iyi absorbe edilirler.

  1. YANLIŞ: Lipozomal formülasyonlar havanda ya da standart karıştırıcı sistemlerle hazırlanabilir.

DOĞRUSU: Lipozomlar, özel labaratuvar koşullarında ve özel ekipmanlarla hazırlanan küresel yapılardır. Lipozomal sistemlerde etkin maddenin lipozomun içine girmesi ya da lipozomun katmanları arasında kalması beklenir. Havanda homojen görünümlü bir krem formülasyonu hazırlansa da etkin madde lipozom kürelerinin içine girmez, normal bir emülsiyon gibi davranır. Dolayısıyla formülasyonun lipozom içerip içermemesinin bir önemi olmaz.

Lipozomal formülasyonların hazırlanmasında en zorlu kısım stabilitedir. Çünkü lipozomlar açılmaya ya da bozulmaya meyilli yapılardır. Bu nedenlse standart bir karıştırıcı ya da mikser kullanıldığında lipozomlar parçalanabilir ve bu tarz bir karıştırıcıyla hazırlanan preparatlar fiziksel olarak homojen görünse de lipozomlar parçalandığı için normal bir kremden öteye gitmeyecektir.

Öte yandan homojenizatörler, büyük ölçekli lipozomal formülasyonların hazırlanmasında ve lipozomal kremin içine etkin maddenin yerleştirilmesinde kullanılırlar. Bu nedenle etkin bir lipozomal kremin majistral olarak hazırlanabilmesi için homojenizatör kullanılması gerekir.

  1. YANLIŞ: Hormon ilaçları doğrudan havanda hazırlanabilir.

DOĞRUSU: HORMON MAJİSTRALLERİ HAVANDA HAZIRLANMAZ !!!

Bazı maddeler temas halinde ya da solunduğunda genlerle doğrudan etkileşerek sitotoksik etki yaratırlar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre eklenen genin ürününün, biyolojik olarak aktif özelliklere sahip olduğu ve zarar verebileceğinin bilindiği durumlarda değerlendirme gereklidir. Bu ürünler şu şekilde örneklendirilebilir: toksinler, sitokinler, hormonlar, gen ekspresyon regülatörleri, virülans faktörleri, antibiyotik dirençleri, allerjenler. Ek olarak National Institute of Occupational Safety and Health (NIOSH), antineoplastikler, hormonlar ve majistrallerde kullanılan daha birçok maddeyi tehlikeli madde olarak sınıflandırmıştır. İş yerinde meydana gelen emilim derecesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan biyolojik etkilerin ölçülmesi zordur. Bu nedenle OSHA, akut ve kronik maruziyeti önlemek için bu tip kimyasalların özel muamele gerektirdiğini belirtmiştir. Bunlara ek olarak WHO Annex-2’de penisilin ve hormonlar gibi toksik maddelerle çalışıldığında bu maddelerin dışarıya kaçmasının engellenmesi için negatif basınçlı ortamlarda çalışılması gerektiğini belirtmiştir.